Coriandrum sativum Türkçe adı ile kişniş bugünkü bloğumuzun bir diğer tıbbi aromatik bitkilerinden.
Coriandrum sativum çoğunlukla kişniş ismi ile bilinse de yaygın olarak Aş otu, Kuzbere ya da Kinzi olarak da bilinmektedir.
Coriandrum sativum çoğunlukla kişniş ismi ile bilinse de yaygın olarak Aş otu, Kuzbere ya da Kinzi olarak da bilinmektedir.
Apiaceae (Maydonozgiller) familyasına ait olan Kişnişin anavatanı Akdeniz ülkeleri olmak ile birlikte Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'da da yetişmektedir.
Coriandrum sativum bitkisinin kullanımı hem toprak üstü kısımlar hem de rizom(toprak altı) kısımlar ile sağlanmaktadır.
30-80 cm arasında boylanabilen, yumuşak ve tüysüz olan Kişniş bitkisi tek yıllık otsu bir bitkidir.
Kişniş bitkisini sapları dik ve boğumludur. Boyuna çizgili olup üstten dallanma gösterir. Maydanozu andıran yaprakları parçalıdır ve genellikle 3 topludur. Alt yapraklar saplıdır ancak bitkinin ortasındaki yapraklar sapsız olarak oluşmaktadır.
Dal ve dalcıkların ucunda şemsiye şeklinde bir araya gelen çiçeklerin renkleri pembe ve beyaz renklidir.
Bir çiçek 5 çanak yaprak, 5 taç yaprak, 5 erkek organ ve 1 tane iki parçalı stigma (tepecik) ile oluşmaktadır.
Kişniş bitkisinin kendine has bir kokusu bulunmaktadır. Küre biçimindeki meyveleri 3-5mm çapında esmer renkte ve sarı renkte olabilir.
Sıcak ve kurak iklim bölgelerinde tarımı yapılmakta olup hafif donlara karşı dayanıklıdır. Kişniş, kireçli, kumlu-tınlı, hafif yapılı, nötr ve hafif alkali topraklarda yetiştirilmeye uygun bir bitkidir. Çoğunlukla üretimi tohumlar ile sağlanmaktadır. Ekim zamanı mart-nisan aylarıdır. Fidelerin büyümesi uzun zaman almaktadır bu nedenle yabancı otlara karşı dirençsizdir. Kişniş bitkileri ekimden sonraki 90-120 gün içerisinde olgunlaşır ve yaz mevsimi ortasında hasadı yapılır.
Coriandrum sativum kullanımı
Gıda Sektöründe: Bitkinin kökleri baharat haline getirilip tüketilir.
Kişniş yemeği tohumların haşlanması ile yapılır. Yaprakları et yemeklerinde kullanılabilir bu sayede yemeklere aroma verir. Taze kişniş salatalarda, yoğurtlu çorbalarda da kullanılabilir. Turşu, hamur işi, köri sosu yapımında da tercih edilmektedir. Köfte baharatının ana malzemesi Kişniştir.
Kişniş tohumu renkli şekerler ile kaplanarak "Buhur Şekeri" olarak düğünlerde veya özel günlerde ikram olarak kullanılabilir.
Ayrıca kişniş meyveleri, daha çok koku ve tat vermek amacıyla çikolata, kahve, konserve, salata soslarının yapımında kullanılır.
Tıp Sektöründe: Kişniş bitkisinin yaprakları ağrı kesici, sakinleştirici ve kuvvetlendirici , meyveleri infüsyon veya toz halinde ateş düşürücü, iştah açıcı, sindirim sitemini düzenleyici ve gaz giderici, parazit düşürücü ve idrar sökücü özelliklerine sahiptir.
Ben tedavisinde kullanıldığı bilinir. Kolesterole iyi gelmektedir.
Şeker düşürücü etkisi vardır. Demir, manganez ve magnezyum içermektedir. Bununla birlikte tohumlarını çiğnemek ağız kokusunu temizlemektedir.
Halk arasında baş ağrısını, diş ağrısını, baş dönmesini, boğaz şişliğini gidermek, kalbi ve mideyi kuvvetlendirmek, basuru , idrar yolu enfeksiyonlarını, kurdeşen ve pamukçuğu tedavi etmek için kullanıldığı olmuştur.
Bitkinin çeşitli kısımları (meyve, yaprak, çiçek), antimikrobiyal, antioksidan, antidiyabetik, anksiyolitik, antikonvülzan, antidepresan, antimutajenik, antienflamatuvar, antidislipidemik, antihipertansif ve diüretik özelliklere sahip olduğu gibi bitki ile hazırlanan ekstreler antibakteriyel, virüsit, fungisit, parazitisit, insektisit olarak tıbbi ve kozmetik alanında kullanılır.
Bunların dışında ise Kişnişin meyvelerden
çıkarılan uçucu yağı gıda, içki ve parfüm üretiminde de kullanılmaktadır.
Coriandrum sativum bitkisini diğer bitkilerden ayıran özellik neredeyse yok denecek kadar az yan etkisinin bulunmasıdır. Fazla tüketiminde cilt alerjisine yol açmaktadır. Bunu dışında ise gebe döneminde fazla tüketilmemesi önerilmektedir. Yani kişnişe alerjisi olmana birisi için kişnişin herhangi bir yan etkisi veya zararı yoktur.
Coriandrum sativum hikayesi ise şöyledir:
Sanskrit literatüründe ve Antik Mısır’a ait Ebers papirüsünde adı geçen Kişnişin MÖ 5000’e kadar uzanan uzun bir geçmişi vardır. Kişnişin MÖ 2000’den beri, Yunanistan’da ekilip biçildiği bilinir. Yunanlılar tarafından mutfakta yaygın olarak kullanılan kişniş, Hipokrat tarafından Yunan tıbbında da çocukların diyare ve midevi problemlerinde kullanılmıştır.
Romalılar ve Yunanlılar kişnişi bir ilaç olarak ve ayrıca şarabı lezzetlendirmek
için de kullanmışlardır.
MÖ 1450 ve sonrasına, büyük olasılıkla Miken Uygarlığınım kullanmış olduğu soldan sağa doğru yazılan çizgisel bir yazı tipi
olan Linear B tabletlerde, bu bitkinin parfüm imalatı için ekilip biçilen
türler arasında adının geçtiği; meyvelerinin ve yapraklarının aromasından
dolayı da baharat olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Aynı döneme ait
arkeolojik kanıtların Linear B tabletleri ile örtüştüğü görülmektedir.
Makedonya’da Sitagroi eyaletinde de bir İlk Tunç Çağı katmanından çıkarılan
büyük miktarlardaki Kişnişin, o zamanlarda ekiminin yapıldığına işaret ettiği
düşünülmektedir.
Eski Tunç Çağı yerleşimi Akrotiri’de, 46 tane kişniş
meyvesinin başka bir mahsul içinde bulunduğu saptanmıştır. Yunanistan’da Sisam
Tapınağı’ndaki bir su birikintisi içinde, MÖ 7. yüzyıla ait olduğu belirlenen
kırk dört tane karbonize olmamış kişniş meyvesi bulunmuştur .
Daha sonra,
kişniş Romalılar tarafından İngiltere’ye götürülmüştür. Kişniş meyveleri
Mısır’da İkinci Ramses’in mezarında da bulunmuştur. Mısırlılar bu bitkiyi
afrodizyak etkili olduğu düşüncesi ile “mutluluk baharatı” olarak
isimlendirmişlerdir. İncil’de ve Bin bir Gece Masallarında da adı geçen
kişnişin, Mısır’da ilaç olarak da kullanıldığı bilinmektedir.
Ortaçağ ebeliği
üzerine hazırlanmış olan resimli el yazması kitaplarda, kişnişin doğumu
hızlandırmak için (13. yüzyılın başlarında) kullanıldığı görülmüştür.
Mezraa Höyük ’ün Ortaçağ tabakalarında, kişnişin meyve parçaları bulunmuştur ve
lezzet verici bitki olarak kaydedilmiştir. Mezraa Höyük ’ünde bulunan tek bir
yarım kişniş meyvesi kayda değerdir; çünkü çeşni kalıntıları Yakın Doğu’nun
arkeoloji kaynaklarında nadiren keşfedilmektedir ve aromatik meyveleri için
kullanılmış olabileceği düşünülmüştür. Aslında, arkeobotanik deliller ve sözel
kaynaklar kişniş kullanımının çok daha erken başladığına işaret etmektedir.
Afrodizyak olarak çeşitli iksirlerde kullanıldığı bilinmektedir.
Theophrastus’a göre, kişniş meyvesi Temmuz ayında ekilir
ancak bitki güçlükle ve sadece ıslandığında filizlenir.
Kişniş, Antik Yunan
mutfağının popüler bir bileşenidir. Athena'nın kuşkonmaz ve kekik ile
karıştırılan kişniş füme tarifi bulunmaktadır.
Zenon ise mercimek çorbası için yaptığı tarifte, kişniş kullanılmasını önermektedir. Aristophanes’in
“Silahşörler” adlı kitabında, sosis satıcısı piyasada olan tüm kişniş meyvelerini aldığını gururla duyurmuştur ve yine bu kitapta tatlandırıcı için kişnişin kullanıldığı belirtilmektedir.
“Silahşörler” adlı kitabında, sosis satıcısı piyasada olan tüm kişniş meyvelerini aldığını gururla duyurmuştur ve yine bu kitapta tatlandırıcı için kişnişin kullanıldığı belirtilmektedir.
Kişnişin ayrıca
İslam ve Osmanlı tıbbında da bolca kullanıldığı bilinmektedir. Razi’nin “Kalp çarpıntısına karşı kişniş yiyiniz” dediği ve Abdülvehhab
el-Mardin'inin 1420 yılında Çelebi Sultan Mehmed'e sunduğu Kitabu’l-Müntehab
fi’t-Tıb adlı kitapta da kişnişin adının geçtiği bilinmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder