Bloğumuzun ilk bitkisi olan Latince adı ile Achillea millefolium halk adıyla ise Civanperçemi tıbbi aromatik bitkiler arasında size anlatacağım bitkilerin başında geliyor.
Achillea millefolium bitkisine isterseniz önce genel bilgiler ile başlayalım.
Ayvadana, Dülger otu, Binbir yaprak otu, Yara otu, Aşıl, Binyaprak, Kandil çiçeği olarak bir çok yaygın isimi bulunmaktadır ama çoğunlukla kullanılan ve en bilindik olan ismi Civanperçemidir.
Asteraceae (Papatyagiller) familyasına ait olan Civanperçemi çoğunlukla kuzey yarımkürede (Asya, Avrupa, Kuzey Amerika gibi) yayılış gösterse de dünyanın büyük bir bölgesine yem, süs bitkisi ve tıbbi aromatik bitki olarak yayılmış olup ülkemizde de yetişen bir bitkidir.
10 ile 100cm arasında boylanmaya sahip olan civanperçemi otsu-çok yıllık bir bitkidir.
Yaprakları bitki gövdesinde eşit bir şekilde dağılır, sapın ortasına ve tabanına yakın yapraklar ise bitkinin en büyük yapraklarını oluşturur. Bitki gövdesinde cılız bir tüylenme bulunur aynı zamanda yaprak dokusu da tüylüdür ve 5-20cm arasında değişkenlik gösterir.
Pembe ve beyaz olmak üzere çiçeklenen civanperçemi bitki kümesinde 4 ila 9 brakte (özelleşmiş yaprak) bulundurmaktadır.
Düz tepeli bir gömeç biçiminde gelişen çiçek kümesinde genellikle 3 ila 8 ışınlı çiçek ve 15 ila 40 arasında disk çiçek içerir.
Achillea millefolium deniz seviyesinden yaklaşık olarak 3.500 metre yüksekliğe kadar yaşamını sürdürebilir, genellikle otlak ve açık alanlarda yayılım gösterir.
Hem kurak alanlara hem de nemli alanlara dayanıklıdır. Güneşli bölgeleri sever ve iyi drene edilmiş toprakları tercih eder ve susuzluğa karşı dirençlidir fakat daha az uygun olan koşullarda da yetişebilir. Kış soğuklarına ve dona karşı hayatta kalması zordur.
Civanperçemi ilk bahar mevsiminde 18-24 derece aralığındaki sıcaklıklarda tohumla veya kökten ayırma yolu ile ekilir/dikilir.
İlk çiçeklenme ilkbaharda başlar ve çiçekler Mayıs’tan Eylül’e kadar bitkide kalır.
Achillea millefolium kullanım alanları:
-Gıda Sektöründe: Yemeklerde ve salatalarda ot olarak tüketildiği gibi hafif anason tadına sahip olduğu için yaprakları çay haline getirilebilir. Sirke yapımında kullanılabilir. Likör ve acıların yapımında kullanılır. Orta çağlarda bira tatlandırıcısı olarak kullanıldığı bilinmektedir.
-Tarım Sektöründe: Erozyonu önleme amacı ile dikimi yapılabilir. Süs bitkisi olarak yetiştirilebilir hem dış mekanda hem de iç mekanda kullanıma uygun bir bitkidir.
-Tıp Sektöründe: Diş ağrısı, soğuk algınlığı, kesik ve sıyrıkları iyileştirmek amacıyla, kulak boğaz enfeksiyonlarında, ve uykuyu desteklemek için eski dönemlerde kullanılmıştır. (Kızılderililer)
Mide rahatsızlıklarını düzenlemek ve kandaki toksinleri ortadan kaldırmak için faydalı bir bitki olan Civanperçemi, sindirim, antispazmodik, anti-hemorajik, emmenagojik, terletici ve yatıştırıcı etkileri için de sıklıkla kullanılmaktadır. Aynı zamanda basur ve yaralara kan kaybı durumunda yardım eder.
Tabi ki her bitkinin yararları olduğu kadar zararları da vardır. Achillea millefolium yani Civanpençerinin zararları ise:
Ciddi alerjik deri döküntüleri, uzun süreli kullanım derinin ışığa duyarlılığını artırma gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Bu durum ilk olarak ıslak derinin civanperçemi ile temas etmesi sonucu tetiklenebilir.
Civanperçemi köpekler, kediler ve atlar için toksiktir (zehirli)ve idrara çıkmada, kusmada, ishalde ve dermatitte artışa neden olduğu bilinmektedir.
Ayrıca Achillea millefolium / Civanperçeminin hikayesi de şu şekildedir:
Adını Truva savaşının kahramanı Aşil’den (Achilles) almaktadır.
Aşil’in Truva savaşları sırasında (M.Ö 1200’lü yıllar) askerlerinin kanayan yaralarını durdurmak ve tedavi etmek için kullanması sebebiyle bu adı aldığı düşünülmektedir.
Homeros’ta ise, Afrodit’in Aşil’in yarasını bu şifalı otla iyileştirdiği yazmaktadır.
Nazım Tanrıkulu yazısında Neandertal mezarlarından çıkan ilaç bitkilerinin arasında Civanperçeminin de olduğunu belirtmiş.
Civanperçemi’nin bazı kültürlerde özel büyülü güçleri de olduğuna inanıldığı ve bu bitkinin haber alma, kontak kurma, geleceği tahmin etme gibi büyü alanlarında kullanıldığı da söylenmektedir.
Aşil’in Truva savaşları sırasında (M.Ö 1200’lü yıllar) askerlerinin kanayan yaralarını durdurmak ve tedavi etmek için kullanması sebebiyle bu adı aldığı düşünülmektedir.
Homeros’ta ise, Afrodit’in Aşil’in yarasını bu şifalı otla iyileştirdiği yazmaktadır.
Nazım Tanrıkulu yazısında Neandertal mezarlarından çıkan ilaç bitkilerinin arasında Civanperçeminin de olduğunu belirtmiş.
Civanperçemi’nin bazı kültürlerde özel büyülü güçleri de olduğuna inanıldığı ve bu bitkinin haber alma, kontak kurma, geleceği tahmin etme gibi büyü alanlarında kullanıldığı da söylenmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder